Dünya Sağlık Örgütü' ne göre 21. yüzyılın en büyük sağlık sorunları arasında çocuk obezitesi geliyor. 2010 yılı verilerine göre dünyada 42 milyon çocuk obezite sorunu yaşıyor ve bunların 35 milyonu Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde.Her ne kadar ülkemizde şişman çocuğa sağlıklı çocuk gözüyle bakılsada, gerçek ne yazık ki böyle değil.Çocukken obez olan bireyler genellikle büyüyünce de obezite sorunuyla karşı karşıya kalıyorlar ve bazı kronik hastalıklara yakalanma riski de normal kilolu çocuklara göre daha fazla oluyor.Çocuk obezitesinin temel nedeni alınan kalori miktarı ve harcanan kalori miktarı arasındaki dengesizlik. Bunu da iki nedene bağlayabiliriz:-Bol yağ ve şekerden oluşan yüksek kalorili besinlerle beslenme,-Günlük yasamdaki hareketsizlik.Genellikle reklamlarda çocuklara yönelik olan ürünler yağ, şeker ve tuz yönünden çok zengin ve büyük porsiyonlarda sunuluyor. Genellikle doyurucu özelliği olmadığından çocuklar doyduklarını hissedinceye kadar bol miktarda kalori tüketmiş oluyorlar. Bunun yanında bir de çocuklara fiziksel aktiviteden yoksun bir hayat sunduğumuz zaman, obezite sorunu başlıyor.Maalesef teknoloji çağında bir çocuğu televizyon, bilgisayar, cep telefonu, tablet, bilgisayar oyunları gibi ürünlerden uzak tutmak oldukça zor. Ama anne-babaların çocuğa karşı sorumluluğu da burada başlıyor zaten. Elbette çağımıza ayak uydurmalıyız, önemli olan belli konuların sınırlarını çizebilmek. Çok eğlenceli bilgisayar oyunlarına karşı bol fiziksel aktivite ve eğlence içeren alternatifler üretebilmek gerekiyor.Obezitenin diğer sebeplerine bakacak olursak bunların içinde genetik sorunları, ailenin kötü beslenme alışkanlıklarını, hormonal hastalıkları, duygusal sorunları, bazı kronik hastalıklarda kullanılan ilaçları bulabiliriz.
Tedavide en önemlisi ailenin hayat stilini değiştirmesidir. Genellikle sağlıklı beslenen ve sağlıklı bir yaşam süren ailelerin çocukları da sağlıklı alışkanlıklar kazanacaktır. Yapılan araştırmaya göre her iki ebeveyni obez olan cocukta obezite riski %80, yalnızca biri obez ise %50, ikisi de obez değilse oran %9 olarak saptanmış. Görüldüğü üzere sağlıklı bir kiloya sahip anne-babanın obez çocuğa sahip olma riski sadece %9; bu da çocuğun sorumluluğun bizde olduğunu çok net bir şekilde gösteriyor.Tedaviye başlamadan önce çocuğumuzun tam bir doktor kontrolünden geçirilmesi gerekir. Obezitenin altında yatan asıl sebebin teşhisi tedavi yöntemleri seçimi için çok önemlidir.Obezite sebebinin beslenme alışkanlıklarından kaynaklandığını varsayarsak tedavi için şöyle genel bir tablo çizilebiliriz:
1-Çocuğun yaşına göre tüketmesi ve harcaması gereken kalori miktarı hesaplanmalıdır öncelikle. Bu sayede menüleri ve tüketilecek miktar belirlenir.Yazının sonlarına doğru şunu da belirtmeden geçmeyelim. Obez çocuklar büyüdüklerinde diyabet, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, kalp ve damar hastalıkları, kemik ve eklem rahatsızlıklarından en az birine sahip olma riski çok yüksek olacaktır. Ama bence en kötüsü çocuk yaşında yaşayacağı psikolojik travma, dışlanma ve utanma duygusu, yerle bir olan özgüven…
2-Bütün aile yaşam tarzı değişikliğine destek olmalıdır. Yani bir çocuğa diyet programları uygularken ailenin diğer bireyleri saglıksız fastfood tarzı beslenemez.Bu disiplinli bir grup çalışması olmalıdır.
3-Mümkün olduğu kadar cips, şekerli, gazlı, renklendirici veya tatlandırıcı barındıran içecek/yiyecekten uzak duralım. Evimizde her an çocuğun erişiminde olacak sağlıklı yiyecekler mesela meyve,sebze, kuruyemiş.. bulunduralım.
4-Menülerde dengeli ve az kalorili yiyecekler 5 öğüne bölünerek verilecektir. Diyet ile yavaş kilo kaybedilmelidir ki büyüme çağında olan çocuğun boy ve zihinsel gelişimi etkilenmesin.
5-Haftada en az 3 gün 60 dakika sürecek egzersiz programları uygulanmalıdır. Günde 4 saatten fazla televizyon izleyen çocuklarda, 1 saat veya daha az süre televizyon izleyenlere göre daha yüksek obezite vakasına rastlanmıştır.
6-Bebeklerimize ek gıdaya başladıktan sonra aylara göre yiyebileceği meyve ve sebzeler günde en az bir kez sunulmalıdır. Unutmayalım ki nasıl beslenmeye alışırsa öyle devam edecektir. Her ne kadar bilimsel araştırmalarla desteklenmese de 2 yaşına kadar şekersiz beslenen bebeklerin, 2 yaşından sora tatlı tüketimine yatkınlık oranlarının düşük olduğu düşünülmektedir. Bebeklerimizin yiyeceklerini tatlandırırken rafine şeker yerine meyvelerden faydalanmaları önerilir.
7-Cocuklarda obezite tedavisinde ilaçlar kullanılmamaktadır, cerrahi tedavi ise çok nadir durumlarda uygulanır.
Obezite toplumsal bir sorun olarak düşünülmeli ve obeziteyle mücadele değişik sosyal plan ve projelerle desteklenmelidir. Örnek verecek olursak; bazı İskandinav ülkeleri çocuklar icin olan programlarda ve yayın saatlerinde yiyecek reklamları yasaklanmıştır. Okullarda obezitenin önlenmesine yönelik programlar ders müfredatına eklenmiştir. Okul yemeklerinin besin ve kalori degerleri ailelere bildirilmektedir.
Çocukları doğayla iç içe yaşamaya, koşmaya, oyamaya, bisiklet binmeye teşvik etmeliyiz. Memlekette koşup oynanacak yeşil alan mı kaldı diye düşünsek de birçoğumuz, biraz zorlamayla bulabileceğimizi düşünüyorum.
Dört tarafı alışveriş merkezleriyle sarılmış memleketimde AVM’lerin içindeki halılarla yeşillendirilmiş, ampullerle güneş ışıklandırılması yapılmış alanlar maalesef doğal alandan sayılmıyor.