24 Eylül 2016 Cumartesi

Hepimiz sürekli duyarız; "bebeğime 1 yaşına kadar anne sütü verdim", "6 aya kadar anne sütü  ile besledim", "benim bebeğim 2 yaşında hala anne sütü  alıyor" diye. Peki doğru zaman ne zamandır ve ek gıdalara nasıl başlamalıyız? 

İlk 4 ay bebeklerin yutma refleksi zayıftır, bundan dolayı kaşıkla verilen besinleri yutamayarak dilleriyle dışarı iterler. Yeni doğan bebeğin emme refleksi gelişmiş olduğundan bebeklerimizi emzirerek besleriz. 

Dünya Sağlık Örgütü ilk 6 ay boyunca sadece anne sütüyle beslenmeyi tavsiye ediyor. Eğer bebekte gelişme, kilo alma sorunu veya annede emzirememe gibi bir sorun varsa biberon aracılığıyla formül sütlerle beslenme yapılır.

Bebeklerde yutma refleksi 4 ile 6 ay arasında başlar, bu sebeble ek gıdalara en erken 4 ay,en geç 6 aylıkken başlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki bu ek gıdalar adından da anlaşılacağı gibi "ek" olmalı, anne sütünün  tamamlayıcısı kabul edilmelidir. Dünya Sağlık Örgütü 9 aylık bir bebeğin beslenme oranlarını %70 anne sütü , %30 ek gıda olarak önerir.

Peki neden 6. ay? 

4. aydan sonra bebeklerde kalori ihtiyacı artacaktır. Bu ihtiyaç 6. ayda en yüksek düzeydedir. Bebek hızla gelişmekte, artık daha çok hareket etmektedir. Bu sebeble anne sütü ihtiyacı olan kalori miktarını karşılayamaz. Aynı zamanda doğumda anneden alınmış demir depoları da tükenmek üzeredir. Bu yüzden ek gıdaya başlama süresi 6 aydan fazla geciktirilmemelidir.

Bebekler aslında bize artık ek gıdaya geçmeye hazır olduklarını birçok şekilde belli ederler. Mesela:

*Başlarını rahatça dik tutarak, destekli oturabiliyorlardır,
*Bizi yemek  yerken gördüklerinde, yemeklerimize çok ilgi gösterirler,
*Ağızlarını bir nesne yaklaştırdığımızda açarlar,
*Diş çıkarmaya başlamışlardır,
*Geceleri beslenmek için daha sık uyanırlar,
*Parmaklarıyla nesneleri tutabilmeye başlamışlardır,
*Tuttukları nesneleri ağızlarına götürürler,
*En önemlisi de, dil ile dışarı atma refleksi kaybolmuştur.

Ama unutulmamalıdır ki ek gıdaya geçmeden önce muhakkak doktorunuza danışmalısınız.




Bebeğim Ek Gıdaya Hazır


İlk denememizin travmatik olmasını önlemek için bazı konulara dikkat etmeliyiz.
Mesela beslenme için en ideal zamanı doğru seçmemiz çok önemli. Bebeğimiz çok aç olmamalı ve yorgun-uykulu olduğu dönemlerde de sadece uyumak isteyeceğinden bu yeni deneyime karşı çıkacaktır. Ayrıca sizin de yorgun olmadığınız bir saat olması işinizi daha da kolaylaştırır. Kendi tecrübeme dayanarak şunu söyleyebilirim ki bence en ideal zaman ara öğün zamanı olacaktır. Böylece herhangi bir allerjik reaksiyon olması durumunda vücutta oluşabilecek kızarıklar gibi lezyonları gün ışığında tespit etmeniz daha kolay olur. Unutmayın ki bol sabır gereken bir dönem başlıyor. Eğer ilk denememizde yemek istemezse zorlamadan 1-2 gün sonra tekrar deneyin.

Bebeğin oturur pozisyonda olması çok önemlidir, böylece boğazına kaçma riskinin önüne geçebiliriz. En ideali kaşıkla yemekleri küçük parçalar halinde ağzına vermektir. Uzmanlar ek gıdaların biberonla verilmesine besin miktarının ayarlanmasında çıkacak sorunlardan ve oluşacak aşırı kilo alımından dolayı karşı çıkıyorlar. Ayrıca bebeğimize oturarak ve kaşıkla doğru yeme alışkanlığını ilk andan itibaren öğretmeye başlayabiliriz.

İlk birkaç gün az miktarda katı gıda verilmelidir. Yavaş yavaş miktarı artırmalıyız. Alerji takiplerini yapabilmemiz için her defasında tek bir tür yiyecek verilmeli ve yenisi verilmeden önce 2-3 gün beklenmelidir. Bu sürede oluşabilecek ishal, gaz, kabızlık,ciltte döküntü,kusma olursa şüphelenilen besin derhal bırakılmalı ve doktorunuza danışıncaya kadar tekrar bebeğe verilmemelidir.

Çok zor gelsede bebeğimize yemeğini evde hazırlayalım. Dışardan aldığımız hazır kavanoz mamalar her ne kadar katkısız,organik denilsede asla evde hazırlanan yiyecekler gibi olmayacaktır. Kimyasal, tarım ilacı eklenmiş besinlerden kesinlikle uzak durulması gerekir.


Hangi Gıdayla Başlamalıyız?


Her kafadan bir ses çıkan bir dönem başlıyor. Etrafımızda sürekli onu ver, bunu ver diyen sesler duyacaksınız. Kolay olmasada en iyisi kulaklarınızı bu seslere tıkayıp doktorunuzun tavsiyelerini dinleyip bebeğinizin tercihlerini göz önünde bulundurun. Uzmanların genel önerileri:


 *Elma, armut, muz, şeftali püreleri
*Patates, havuc, kabak püreleri
*Ev yapımı yoğurt

ilk baslama dönemini geçtikten sonra ikili veya üçlü karışımlara başlanabilir.


Peki Uzak Durmamız Gereken Besinler?


Öncelikle konserve, dondurulmuş, içinde katkı maddesi, boya, aroma bulunan yiyecek ve içeceklerden kesinlikle uzak duruyoruz. Hazır meyve suları, gazlı içecekler kesinlikle yasak. 

Bebek yemeklerini hazırlarken tuz, acı biber, katı yağ ve şeker kullanmıyoruz.

1 yaşına kadar önerilmeyen besinler:

*İnek sütü: Çok alerjik bir besindir. İnek sütünün 1 yaşından önce bebeklere verilmesi bebeklerde alerjik rahatsızlıklar oluşmasına sebep olur. İnek sütü proteinler bakımından çok zengindir, ama bebeklerimizin böbrekleri yeterince gelişmemiş olduğundan böbreklere aşırı yük bindirir. Bazı mineraller inek sütünde daha fazladır, mesela kalsiyum, fosfor ve sodyum, ama diğer taraftan bebeklerin gelişimleri için çok önemli olan yağ asitleri anne sütünde daha fazla bulunur. Ayrıca demir, çinko, C,D ve E vitaminleri de anne sütünde daha fazladır. İnek sütüyle beslenen bebeklerde düşük demir miktarından kaynaklı kansızlık görülür, içeriğindeki düşük D vitamini ve yüksek fosfor içeriğinden bebeklerin iskelet sisteminin iyi gelişmesini engeller.

*Yumurta: Yumurtanın sarısı vitaminler ve lesitin (beyin gelişimi için, gerekli bir aminoasit) yönünden zengindir. Alerjik yönü yumurtanın beyazına göre daha azdır. Yumurtanın beyazı ise proteinler yönünden en zengin kısmıdır, ama aynı zamanda da en çok alerjiye sebep olan kısım. Bu nedenle yumurtanın sarısına 9-12 ay arasında başlanırken, beyazı için 1 yaşı beklenmelidir. Yumurta bebeklere iyi pişmiş şekilde verilmelidir. Çiğ yumurtada veya çiğ yumurtadan yapılmış besinlerde salmonella bakterisi bulunur ve ishalli bir hastalığa sebep olur.

*Bal:Balda botulizm bakteri sporları bulunur ve bu da 1 yaşından küçük bebeklerde botulizm adı verilen tehlikeli bir zehirlenmeye sebep olur. Balın bebek beslenmesine eklenmesi için 1 yaşı beklenmelidir.



*Meyveler: Çilek ve kiwi alerjik meyvelerdendir, bu nedenle kullanimi sırasında dikkatli olunmalıdır.

*Sebzeler: Domates alerjen olduğundan dolayı ilk 7-8 ay önerilmez, daha sonra 1 yaşına kadar pişirilmiş domates verilebilir. Ispanak, karalahana, pazı, semizotu, taze fasulye, pancar gibi sebzeler bekletildiklerinde, nitrit adlı maddeler açığa çıkar. Nitrit de bebeklerde kansızlık ve büyüme geriliğine neden olabilir. Bunun için bu sebzeler piştikten sonra 24 saatte tüketilmelidir. Lahana, pırasa, kereviz, karnabahar, bakla, ıspanak 6 aydan sonra verilmelidir. Patlıcanın hiçbir besin değeri yoktur, bu nedenle bebek beslenmesinde önerilmez.


*Ceviz, fındık, yer fıstığı, susam gibi besinler de çok alerjen özellikte olduğu icin 1 yaşına kadar verilmemelidir.

0

9 Eylül 2016 Cuma

Geçenlerde size kinoanın faydalarını yazmıştım, hazır bilgiler tazeyken 3 tane  kinoalı tarif paylaşalım. Yapımları oldukça kolay, umarım beğenirsiniz.Tarifleri denerseniz lütfen yorumlarınızı paylaşın bizimle.

KİNOA DOLMASI :

🌶4 adet dolmalık biber 
🌶1 çay bardağı haşlanmış kinoa 
🌶1/2 kuru soğan 
🌶1 adet yeşil biber 
🌶2-3 tane mantar 
🌶2 çorba kaşığı tulum peyniri (istediğiniz peyniri kullanabilirsiniz) 
🌶1 çorba kaşığı zeytinyağı 
🌶tuz karabiber


Çok küçük doğradığım soğan ve biberi zeytin yağında kavurdum. Sonra içine doğradığım mantarları ekledim. Tuzunu ve karabiberini ilave edip, haşlanmış kinoayı da ekleyerek 2-3 dakika kadar pişirdim. Ocağın altını kapatıp peyniri ekledim . Sonra karışımımı ikiye kestiğim biberlerimin içine yerleştirip, 180 derece fırında biberlerim azcık yumuşayıncaya kadar pişirdim. İnanılmaz lezzetli oldu. İster giriş yemeği olarak sunabilirsiniz, isterseniz benim gibi öğle yemeği yaparsınız. Kerem' e tadına baktırdıysamda pek sevmedi, hemen kalan 1 kaşık dolma içine 1 yumurta kırdım ve ona kinoalı omlet yaptım, bayılarak yedi.



KIRMIZI KİNOALI PIRASA ÇORBASI: 


Evet bildiğimiz pırasa çorbasının içine pirinç yerine kinoa koydum, kinoanın kırmızısını seçmemin nedeni ise evde sadece onun olması 😊
🎈2 sap pırasayı az yağda soteledikten sonra üzerine sıcak su ve 1 çay bardağı kinoayı ekleyip 15-20 dakika pişirdim.
🎈Sonra bir kase içinde 3 çorba kaşığı yoğurdu, 2 çorba kaşığı unu, 1 limonun suyunu biraz soğuk suyla yumuşattıktan sonra, çorbanın kaynayan suyundan ekleyip karıştırdım. 
🎈Terbiyemi çorbaya ekleyip karıştırarak bir iki taşım daha kaynattım. 
🎈Servis ederken dere otu eklemeyi unutmayın. 





ENERJİ TOPLARI :






💪1 çay bardağı kırmızı kinoa 
💪1 su bardağı yulaf ezmesi 
💪1 tane çok olgunlaşmış muz 
💪1 çay bardağı fındık 
💪1 tatlı kaşığı kakao 
💪1 tatlı kaşığı bal 
💪1 tatlı kaşığı tarçın 
💪1 çay bardağı kuru üzüm 
💪üstünü süslemek için hindistan cevizi 





💪 Önce kinoayı suyunu çektire çektire haşladım, sonra kuru üzüm hariç bütün diğer malzemelerle beraber mutfak robotunda çektim. 💪Damak zevkinize göre bal miktarını arttırıp azalta bilirsiniz. 💪En son olarak kuru üzümleri ekleyip bir kaşık yardımıyla karıştırdım. 💪Elimde top şekli vererek hindistan cevizine batırdım. 💪Yemeden önce muhakkak buzdolabında biraz bekletin. 💪 Yulaf ezmesinin yararlarını zaten bir defasında yazmıştım, blogda bulabilirsiniz.
Parklara, ormana zıplamaya gidecekler muhakkak yanlarına enerji toplarından alsınlar.
0

6 Eylül 2016 Salı

Son zamanların popüler sağlıklı beslenme sitelerinin en gözde malzemesi kinoa her ne kadar tahıl olarak kabul edilsede aslında aynı isimli bitkinin çekirdeklerinden elde edilir.

Kinoa bitkisinin ana vatanı Peru ve Bolivya´da Ant Dağlarının yamaçlarıdır. Bölgenin en büyük özelliği çok yüksek, kurak ve soğuk olmasıdır. Yani bu da kinoanın zor tabiat şartlarında bile yetişebiliyor olması demektir. Bitkisinin boyu 1-2 metreye kadar ulaşabilir ve görüntü olarak da çok güzel olan bu bitkiden 3 renk kinoa elde edilir; beyaz, siyah ve kırmızı kinoa. 


Besin değerleri diğer tahıl ürünlerine göre çok yüksek olup, pişirme süresi ise bir o kadar kısadır (10-15 dakika). Kinoa pişirilirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta pişirmeden önce musluk altında bir süzgeç içinde bol soğuk suyla çok ezmeden ovarak yıkamalıyız ki pişirilince acı tadı veren kabuklarından ayıklansın.
Kinoanın üretimi ve tüketimini dünya çapında arttırmak için 2013 yılı Birleşmiş Milletler Tarım Örgütü tarafından "Uluslararası Dünya Kinoa Yılı" olarak ilan edilmiştir.


PİŞMEMİŞ 100 gr KİNOANIN BESİN DEĞERLERİ

-Enerji 368 kcal 1539kJ
-Karbonhidratlar 64 gr
-Besin lifi 7 gr
-Yağlar 6 gr
-Su 13 gr
-B1 vitamini (tiamin) 0,36 mg 
-B2 vitamini (riboflavin) 0,32 mg 
-B6 vitamini 0,5 mg 
-Folat  184 μg  
-E vitamini 2,4 mg 
-Demir 4,6 mg
-Magnezyum 197 mg
-Potasyum 563 mg
-Çinko 3,1 mg

PİŞMİŞ 100 gr KİNOANIN BESİN DEĞERLERİ

-Enerji 120 kcal
-Karbonhidratlar 7 gr
-Besin lifi 11 gr
-Protein 4,4 gr
-Yağlar 2 gr
-Su 71,6 gr
-B1 vitamini (tiamin) 0,1 mg 
-B2 vitamini (riboflavin) 0,1 mg 
-B6 vitamini 0,1 mg 
-Folat 42  μg  
-E vitamini 0,6 mg 
-Demir 1,5 mg
-Magnezyum 64 mg
-Potasyum 172
-Çinko 1,1 mg


Burada önemli olan pişmiş ve pişmemiş kinoa içindeki su miktarı farklılığını görmemizdir. Pişmiş 100 gramda su miktarı 71,6 gram iken, pişmemişinde 13 gramdır. Bu da pişmemiş kinoanın kalori miktarını çok daha arttırmaktadır. 100 gram çiğ kinoa 368 kaloriyken, pişmiş kinoa 120 kaloriye düşmektedir. Bu nedenle zayıflama diyetlerinde pişmiş kinoa önerilir.

Kinoanin bir diğer önemli özelliği ise kolesterol miktarının 0 olmasıdır. Bu da onu kolesterol düzeyi yüksek olan diğer hayvansal proteinlere göre daha değerli bir protein kaynağına dönüştürür.



Yukarıda saydığımız besin değerleriyle ilgili bir özet yapacak olursak: 

Tam Protein: Kinoa  tam proteinler grubunda olan nadir besinlerdendir. Tam protein olmak demek var olan bütün amino asitlere sahip olmak demek. Vejeteryan beslenenler için en önemli protein kaynağıdır. 

Glüten: Kinoa glüten içermediğinden dolayı glüten alerjisi olan hastalar (Çölyak hastalığı) tarafından rahatlıkla tüketilebilir.

Kilo Kontrolü: Kinoa kalorisi yüksek bir besindir. Bu yüzden zayıflamak için kullanılmak istenildiğinde kullanım miktarına dikkat edilmelidir. Diğer taraftan ise içerdiği yüksek protein ve besin lifi miktarı sebebiyle diyetlerde sıkça kullanılıyor olmasının sebebi ise proteinin uzun süre tok tutma özelliğine sahip olması, besin liflerinin ise hem sindirime yardımcı olarak kabızlığı önlemesi hem de kan şekeri dalgalanmalarının önüne geçmesidir. 

Demir: Kinoa demir bakımından çok zengindir. Demir eksikliğinden kaynaklı anemi hastalığına sahip olan hastaların diyet programlarına eklenmelidir.
0